26 Aralık 2011

Anadolu Kartalları

Anadolu Kartalları, Hakan Evrensel'in kaleminden çıkıp Ömer Vargı'nın kamerasında hayat bulmuş, Hava Kuvvetleri'nin 100. yıl dönümü kutlayan bir film.
(Aslında filmin eleştirisi sadece bu cümle olabilir.)

Film, savaş uçağı pilotu olmaya hazırlanan Harbiyeli beş genç teğmenin pilot olma sürecindeki zorluklarla başa çıkmalarına odaklanıyor.
Yönetmen Ömer Vargı, öceki filmlerinden (Herşey Çok Güzel Olacak, Gönül Yarası ve Kabadayı) bizi karakterler ve diyaloglarının gerçekliğine alıştırdığından olsa gerek Anadolu Kartalları bu konudaki zayıflığı ile dikkat çekiyor. Problemin ana kaynağı senaryonun, dolayısıyla diyalogların iyi yazılamaması. Buna bir de başrollerin iyi kıvrılamaması eklenince filmin hikaye örgüsü (zaten zayıf) tamamen ortadan kalkmış oluyor.

Hikayede, pilot olma sürecinin getirdiği stresle uğraşan teğmen Ahmet Onur (Çağatay Ulusoy) bir yandan da sevgilisi Burcu (Hande Subaşı) ile süregelen birlikteliğini götürme çabasında. Neden çabasında? Çünkü Burcu nedense sevgilisinin bir pilot olduğu gerçeğini bir türlü idrak edememiş bir portre çiziyor. Maalesef diyalogları o kadar "Şom ağızlı" yazılmış ki (donuk oyunculuğunun da eklenmesiyle) ilk beş dakikada izleyiciyi kendinden soğutmayı başarıyor. Esas hikayesi, bu aşk hikayesi gibi okunan filmi destekleyen yan karakterler oyunculuk açısından daha başarılı. Teğmen Ahmet'in eğitmeni Kemal rolünde Engin Altan Düzyatan, destek olan komutan rolünde inandırıcı. Ahmet'in çocukluk arkadaşı aynı zamanda okul birincisi bayan pilot Ayşe rolünde Özge Özpirinçci bir Harbiyeli için minyon olsa da performans olarak başarılı.


Filmin teknolojisinden bahsedersek; Hikaye ne kadar amatörse gökyüzü çekimleri, iç çekimler, dış çekimler bir o kadar profesyonel işi. Uçuş sahneleri kesinlikle inandırıcı. Bu çekimler için Amerikan Wolfair Aviation şirketinden özel jet kiralanmış. Havada 2.5 saat HD çekim yapabilen bu jet daha önce "Iron Man" filminde kullanılmış (4 günlük bedeli 600 bin dolar) Filmdeki mezuniyet töreni sahnesi, İstanbul’da bulunan Hava Harp Okulu’nda gerçeğine uygun olarak çekilmiş.Ünlü akrobasi grubu ‘Türk Yıldızları’ ve ‘Solotürk’ te Anadolu Kartalları'na özel İstanbul Boğazı üzerinde şov uçuşu gerçekleştirmiş.
Hava Kuvvetleri paradan kısmamış. Belli.
İşte sorun da burada başlıyor. Elde bütçe var. Teknoloji var. Hava Kuvvetleri'nin sonsuz desteği var, Yönetmen var. E?
Madem bir belgesel değil, film yapmak istendi, o zaman bir zahmet sağlam bir kast ve hikaye yapacaksın ki tüm bu emekler heba olmasın.
Yoksa tüm bu pilotluk süreci, verilen emekler bir gençlik dizisi kıvamında "Kaprisli kız ve teğmenin karamsar aşkından" ileri gidemez. Adını Feriha Koydum dizisinin başrolü Çağatay Ulusoy'un televizyon dizisini kotarıyor olması, her rolün altından kalkabileceği anlamına gelmiyor. En azından şimdilik görüntü bu.

Özetle film, Hava Kuvvetleri tanıtımı dışında, savaş uçağı pilotu eğitim döneminin zorlu sürecini takip etme iyi niyetiyle yola çıkmış bir film. İçindeki aşk hikayesi filmin etkisini zayıflatsa da uçuş ve eğitim sahneleri filmi sıkılmadan izlemeniz için yeterli.
Benim bile (uçmaktan korkan biri olarak) pilot olasım geldi!

Filmin ülkemizin coğrafyası itibariyle özenle beslenip büyütülen milliyetçilik duygularını beslediğini de belirtelim. Diyeceksiniz ki "Ya zaten Hava Kuvvetleri 100. yıl şerefine çekilmiş film. Tabiiki milliyetçi bir çizgide olacak." İşte benim anlayışım da burada ayrışıyor. "Biz ne kadar iyiyiz"i vurgulayacağım diye göze sokacaksan, hem gösterip hem altyazı yazacaksan belgesel yap.

Son söz, Ne diyelim? Nefes:Vatan Sağolsun'un da senaryosu elinden çıkan, ordudan ayrılma eski üsteğmen Hakan Evrensel'den daha objektif, daha film gibi düşünülmüş senaryolar bekliyoruz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder