Hayao Miyazaki deyince akla gelen mükemmel animelerden
biridir Komşum Totoro. Belki Ruhların Kaçışı(Spirited Away) ya da Howl’un
Yürüyen Şatosu (Howl’s Moving Castle) kadar sükse yapmamıştır ama
Miyazaki’nin hayal gücünün ve tekniğinin katlanarak geliştiğinin en büyük
habercisidir.
Komşum Totoro, annelerinin tedavi gördüğü hastaneye yakın
olmak için kırsala taşınan iki kız kardeş ve babalarını konu alıyor. Bu süreci
geçirmek için eski bir köy evine taşınan Satsuki ile kız kardeşi Mei, ormanın
yanı başındaki yeni ‘perili’ evlerinde, toz tavşancıkları ve orman yaratıkları
ile tanışacakları; kedi-otobüsle seyahat edecekleri unutulmaz bir dünyayı keşfediyorlar.
Şehir hayatından kırsal hayata çabucak adapte olmanın büyüsünün işlendiği
filmde ‘ne yazık ki’ büyüdükçe azalan hayal gücü gizliden eleştiriyor.
Çocuğunu mor bulut çizdiğinde yaratıcı ilan eden anne baba,
ya da aslında Noel Baba’nın olmadığını söyleyerek çocuğu beş yaşında ilime
bilme yönlendirdiğini sanan öğretmenlerin izlemesi gereken bir masal bu belki
de. Miyazaki animelerinden vaz geçemiyor olmamızın bir nedeni de bu olabilir
mi? Yetişkinler dünyasında fazla vakit geçirmek : )
İçerik ve teknik olarak diğer filmlerinden bir iki noktada
ayrılıyor Komşum Totoro. Bu defa asıl konu çocuklar ve hayal güçleri. Bir ağacın
kavuğunda uyumayı seven tüylü dev Totoro, yağmurun altında şemsiyeyle oynamaları;
kedi otobüs seyahati, ürkek Kanta’nın Satsuki ‘ye olan gün yüzüne bir türlü çıkamayan:)
ilgisi; yüzümüzde oluşturdukları gülümsemeyi asla unutamayacağımız
karelerden.
Ailenin en küçük kızı Mei, aynı dönemde bir başka ustanın(Isao
Takahata) elinden çıkan Setsuko gibi en sevdiğim karakterlerden. Seslendirmesi,
mimikleri, harekeleri o kadar başarılı ki 25 sene sonra bile kimse üçüncü
boyutun eksikliği hissetmiyor.
Gücünü basitliğinden, masalsı kurgusundan alan Komşum
Totoro, sizi seksen dakika kadar özgür kılacak, çocukluğunuza götürecek; hatırlamadıklarınızı
hatırlatacak. Bu anlamda film yönetmenin, çocuklara ve ‘kendi gibi’ hayal
etmeyi hiç bırakmamış çocuk kalanlara sunduğu seksen dakikalık bir hediye
niteliğinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder