11 Mayıs 2010

Nowhere Boy

Sinemacılar Beatles'i keşfetti!

John Lennon'ın gençlik çağının anlatıldığı filmi festival kapsamında izlemiştim. Baktım ki sevdiğim müzik gruplarıyla ilgili filmler fazlalaşıyor bahsetmeden geçmeyelim, diğerlerinden de haber verelim istedim.

Başta Beatles dönemine girmeyen bir John Lennon filmi nasıl olur dedim kendi kendime, meğer bu bir Lennon’u anlama, hangi şarkıyı kime yazdığına ayma filmi-imiş. Filmin başarısı da burada gizliymiş. Bu bir “şöhret basamaklarını çıkmadan önce neydi…ne oldu” filmi değil.

Hayal edin... Kitlelerin sevgisini kazanan Lennon’un, aslında kendisinin sevgiye ne kadar ihtiyacı olduğunu…

Lennon, 15 yaşında. 5 yaşından beri Liverpool’un bir banliyösünde teyzesi Mimi ve eniştesi George ile görüntüde huzurlu bir hayat yaşarken, eniştesinin ani ölümüyle evdeki dengeler bozuluyor. Teyzenin fazla kontrollü ve ciddi oluşu, evde paylaşılması gereken acının yaşanmamasına sebep oluyor ve haliyle Lennon önce zihin olarak sonra da bedenen evden uzaklaşıyor.

Lennon tipik bir öğrenci hayatı yaşayan devamlı birileriyle alay eden, okulu kıran, sigara içen bir ergen, bir gün annesini keşfediyor ve -çok yakındaki- evinin kapısını çalma cesaretini gösteriyor. Julia, oğlunu büyük bir sevinçle karşılıyor hatta bana kalırsa ilişkileri anne-oğul için bir parça romantik bile görünüyor. Beraber geziyorlar, müzik dinliyorlar, gitar çalıyorlar... Tabi bu yakınlaşmanın Mimi Teyze tarafından fark edilmesiyle olay travmatik bir boyut kazanıyor, bir süre sonra Lennon’un geçmişi sorgulamasına sebep oluyor...
Lennnon McCartney'le dertleşen annesine soruyor:
"McCartney’s mum, “She ’ad cancer. What’s your excuse?””

Woods, Lennon’un hayatındaki bu iki kadından birine ne iyi ne de kötü demiş, biri 1950’lerin İngiltere’sinin sert ciddi kadını, diğeri de tam tersi 60ların ruhuna sahip bir hedonist.

Lennon’un aile yaşamına odaklanan filmin genel akışı içinde Beatles’ın altyapısını oluşturan elemanlarla tanışmamız,(Paul McCartney) dönemin rock’n’roll ruhu, Elvis’in müziğinin, hatta saçının bile taklit ediliyor oluşu (ki bence J.lennon bunu Elvis’e bayıldığından değil annesini mutlu etmek için yapmış) gayet doğal anlatılmış.
Lennon severler hayatını biliyordur gerçi ama olsun biz yine de filmin büyüsü bozmayalım, nasıl bittiğini söylemeyelim. Lennon’un hayatındaki bu hanımlarla nasıl başa çıktığını siz keşfedin.

Filmin sitesi:
http://www.nowhereboy.co.uk/

Filmin, Lennon'ın üvey kardeşi Julia Baird'in kitabına dayanan senaryosu, Control'ün senaristi Matt Greenhalgh tarafından yazıldığını belirtelim.

Lennon, Nowhere Boy şarkısı için demiş ki,
''Bir akşam oturmuş delirmiş bir halde, bir şarkı yazmaya çalışıyordum. farklı ve güzel olsundu isteğim. beş saat başka hiçbir şey düşünmeden kendimi paraladım ve en sonunda yorgunluktan olduğum yere yıkılıp kaldım. yerde uzanırken birden kendimi bir hiç adam olarak gördüm. neydi tüm bunlar? ve birden şarkı orada çıkıverdi''



Bir Beatles filmi de yolda:

Brit rocker Gallagher, ilk yönetmenlik denemesinde müziği merkeze alıyor. Gallagher’ın ilk film projesi, Oasis grubunun sürekli kıyaslandığı Beatles’la ilgili olacakmış.

Gallagher’ın son yıllarda çekilecek en büyük Beatles biyografisi olacak filmi, Richard DiLello’nun 1972 tarihli kitabından uyarlanacak  ve grubun 1967 ile 1970 tarihleri arasındaki yaptıklarını konu alacak .


Başka bir Beatles Projesi: ki bu bir hayli marjinal.
Gördüğümüz kadarıyla, debiyat ve sinema dünyasındaki vampir istilasından Beatles da nasibini almış. Yeni çekilecek filmde, grubun üyeleri izleyenlerin karşısına zombi olarak çıkacakmış. Alan Goldsher'ın kaleme aldığı Paul Bir Zombi/Paul is Undead adlı kitap beyazperdeye uyarlanıyor. Kitap yıllar önce ortaya atılan bir şehir efsanesine göre, P.McCartney ölmüş, yerine de ona çok benzeyen biri geçmişti. 1969'da pek çok dergini kapağına "Paul is dead" manşetleri yer almıştı. Kitapta John Lennon, önce Paul McCartney'i ardından da diğer grup elemanlarını öldürüp zombiler olarak hayata dönmelerini sağlıyor. Hayranlarının öldürüp beyinlerini yiyen grup, rakipleri zombi avcısı Mick Jagger'ı da yok etmeye çalışıyorlar.
Oldukça tuhaf bir uyarlama olan filmi bekleyip görmekten başka çaremiz yok (:


Madem 1960'lardan bahsediyoruz, ayrılık gayrılık yapmayalım. Doors belgeselini de ilan edelim: ‘When You’re Strange’

Tom Cilo’nun yönettiği The Doors belgeseli 9 Nisan’da ABD’de satışa çıkacak. Johnny Depp’in sesiyle katılıp öyküyü anlattığı ‘When You’re Strange’ adlı belgeselde Jim Morrison ve The Doors üyelerinin daha önce bilinmeyen görüntülerini kullandığını belirten yönetmen, belgeselin Oliver Stone filmi ‘The Doors’taki birçok iddiayı çürütmek için hazırlandığını söyledi.
http://www.youtube.com/watch?v=hMMo3EmIfJw

1 yorum: